Haberler

“MODEL” leştirmediklerimizden misiniz?

model2

 

Konuk Yazar Fulya Bekmez’in kaleminden

—————————————————

A due Carmenle “ tanışmam 2008 ya da 2009 yıllına rastlar ve bu tanışıklığın Model’e dönüşmesine ve benim geç kalışıma ithafen yazmak istedim bu yazıyı. Tek geç kalan da ben değildim. İlerleyen satırlarda kendinize bile içerleyebilirsiniz. Gelelim o güne… Sanırım bir koltuğun üstünde tünemiş oturuyordum ve kağıt peçeteler sarmıştı dört bir yanımı. Elimdeki kumandayla adeta zap savaşı içerisindeydim, tam o sırada bir müzik kanalında durmuş olmalıyım. Evet,  durmuş olmalıyım diyorum. Çünkü arkada kendisi derin ses tonuyla fark ettirmeye çalışan bir vokal vardı. Grubun televizyondaki duruşu o kadar makyajsız ve doğaldı ki dikkat çeken, rötüşleri’nin onlardan bağımsız olduğu çok belliydi. Şarkının baskın nakaratı ve arkadan gelen saksafon sesi bir ska /punk tarzının arasında kalmış bir durumda tüm hücrelere ‘Beni dinlemelisin’ buradayım diye baskı yapıyordu. Bu şarkıyı dinledim ve aradan bir iki yıl geçti. Bu kez kafe de birkaç kişiyle oturuyorum. Ah yine aynı vokal ve aynı grup. Değişen ne mi? Modelin şarkının tam tersi olarak ‘Sımsıcak Şatosun da’ önlenemez yükselişi; Bir Anka Kuşu misali küllerinden doğmak diye buna denir. Aradaki geçen zamanda Demir Demirkan ve Sertap Erener’in koçluğundan doğuşun işaretidir, bu… Tabi ki Fatma Turgut’un (vokal)derinliği olan sesinin notalarla çarpışmasını ve Can Temiz’in sözlerinin diline pelesenk olması göz ardı edilemez. Bunların hepsi bir kenara, bir zamanlar bir grup vardı, kalplere sokulmaya çalışan, amatör ruhlarıyla çıktıklarında dinleyici kitlesinin bir kısmına hitap eden ve bu kalıpları protesto için ’Model’ adını taşıyan, şimdi ise herkesi peşinden koşturan ve kendi akımının paralelliğinde giden bir grup var. Yoksa siz hala “Model” leştiremediklerimizden misiniz?”

Paylaş

muzikle